Mimarın gezi defteri
15 Eylül 2021
eni yerler gezerken, küçük not defterine ayaküstü eskiz çizenlere hiç rastladınız mı? Bu, daha çok mimarların sevdiği bir etkinlik olsa da, kent eskizleri çizen ve sosyal medya aracılığı ile buluşan gruplar son zamanlarda yaygınlaşmaya başladı. Hiç denemediyseniz, belki bu yazı sonrası siz de bir deneme yaparsınız.
Bir kent turunda; bazen bir duvar üzerinde, bazen açık havada bir kafede, bazen de bir kaldırımda oturarak minik eskizler çizmenin büyüsüne kapılınca, bu vazgeçilmez bir deneyim oluşturuyor. Şehir gezilerinde yanınızdan ayırmadığınız gereçler nelerdir? Haritanın yanı sıra, çantada taşınan küçük not defteri ve suya dayanıklı siyah pilot kalem, eskiz alışkanlığı ile birlikte olmazsa olmazınız durumuna gelebilir. Çizimleri daha sonra uygun bir zamanda suluboya veya keçeli kalemlerle renklendirmek de mümkün.
Eskiz yapmak, üç boyutlu çevre ile bağ kurmanın önemli bir yolu olduğundan, yapılan çizimler sunulmak üzere olması gerekmeden, çizenin kendisi için bir anlama yöntemi haline geliyor. İlk bakışta görmediğiniz özellikleri, eskizle birlikte görmeniz mümkün. Taşın rengi, büyüklüğü, derzi, hasarlı olup olmadığı veya yapının boyutları, taşıyıcı ve süsleme elemanları gibi birçok konu bir anda gözünüze çarpıyor. Eskiz çizmek, bulunduğunuz çevreyi daha iyi gözlemlemeniz ve mimari ögeleri daha iyi kavrayabilmeniz dolayısıyla üç boyutlu algınızı zenginleştiriyor. Bunun yanı sıra gezmek deneyiminin sizde bıraktığı etkinin katsayısını arttırmakla kalmıyor; eskizi çizilen yapı, insan zihnindeki yerini uzun vadeli olarak alıyor. Bu etkinlik mimari hafızanızı güçlendiriyor.
Modern mimarlık denince en önemli kült isimlerden biri olan Le Corbusier’nin İstanbul gezisi eskizlerinde mimari ögeleri çizgisel olarak sade bir şekilde ifade ettiği görülür. Görsel bir eser ortaya çıkarmanın da ötesinde mimariyi kavramanın ve belgelemenin bir yolu olarak eskizin kullanıldığı anlaşılıyor.
Yeni yerleri gezerken mimari yapıları ve çevreyi fotoğraflamak ile eskiz çizmek arasında fark var. Hızlı hızlı gezerken, sadece cep telefonu ekranına bakarak yüzlerce fotoğraf çekmek, insanı bulunduğu ortamın deneyiminden koparabiliyor. Eskiz çizmek ise çevreye ve odak nesnesine daha uzun bakma fırsatı tanıdığından sizi anda tutuyor. Fotoğraf çekmeyi çok seviyor olsak da, eskiz çizmenin yeri her zaman ayrı. Yeri gelince hem çeşitli kentlerle ilgili fotoğraf arşivimizden paylaşımlar yapmanın yanı sıra eskiz çizimiyle ilgili farklı içerikler de paylaşacağız.
Diğer Yazılar
15 Eylül 2021
Restora-Blog
Merhabalar! Websitemizin yenilenmesiyle, eskiden de hayalini kurduğumuz mimari blog sayfamızı aktif hale getirmiş olmaktan dolayı çok mutluyuz. Mimarlık mesleği gereği aktif kullandığımız görsel ve sözlü ifade tekniklerine, yazılı olarak da katkıda bulunmak çok heyecanlı olacak.
15 Eylül 2021
Restora Instagramda!
Tarihi kentler yıllar içinde değişim göstermek zorunda kalıyor… Eski bir mahalleye 10 yıl sonra gittiğinizde tanımakta güçlük çekebiliyorsunuz. Sebep bazen yok olan yapılar, bazen de sokak sağlıklılaştırma veya çeşitli restorasyon uygulamaları olabiliyor. Bu anlamda fotoğraf, özgün durumu ve değişim süreçlerini görmek konusunda en güzel belgeleme yöntemi.
15 Eylül 2021
Aziz Stepanos Manastırı
Gezi yazılarından ilki olarak İran’ın kuzeybatısında bulunan Culfa şehri yakınlarındaki Aziz Stepanos Manastırı’yla başlayacağız. Aras Nehri vadisinde bulunan ve 2017 yılı şubat ayında ziyaret ettiğimiz manastır, İran’ın Doğu Azerbaycan bölgesinin önemli yapılarından. Manastır, şehir merkezine uzak olduğundan ulaşım için Tebriz’den taksi tutmak en olası çözüm.